Fenomen Yayıncılık

Hesabım

Üye Girişi / Üye Ol

Bayi Girişi / Başvuru

Buhari Nüshaları ve Nüsha Farklılıklarının Mahiyeti Üzerine

Doç. Dr. Abdulvahap Özsoy

Ürün yorumu yok
Bu Ürünün Kargoya Veriliş Süresi 4 İş Günüdür
%20 indirim
150,00
120,00 | Tüm Ödeme Seçenekleri |
           
Ürün Kodu 116140
Ürün Durumu YENİ
10+ Adet Stokta
Ürünü Paylaşın
Pinterest Linkedin
    Benzer Ürünler

İslâm dinine dair bilgi elde etmede temelde iki kaynağımız bulunmaktadır. Bunlar, tevatüren nakledi-len ve sübûtunda hiçbir tereddüt olmayan Kur’an-ı Kerîm ile Hz. Peygamber’in (s.a.s.) sünnetidir. Kur’an’ın sübûtuna dair herhangi bir şüphe olmadığı için ayetler üzerinde daha çok delâlet açısından durul-duğu söylenebilir. Ancak sünnet için durum biraz da-ha farklıdır. Çünkü sünnet için öncelikle bize aktarılan rivayet ve bilgilerden Hz. Peygamber’in sünnetini tes-pit, daha sonra tespit edilen bu sünnetlerin delâlet açısından değerlendirilmesi söz konusudur. Çünkü Hz. Peygamber’e aidiyeti ispatlanamamış bir bilginin delalet ettiği mana da bir mümin açısından çok fazla bir önemi haiz olmayacaktır. İşte bu durum sebebiyle tarihte hadisçiler Hz. Peygamber’in (s.a.s.) sünnetlerini tespit için, mesaile-rinin çoğunu rivayetlerin sübût problemi üzerine har-camışlardır. Bu açıdan ilk defa Müslümanlar tarafından kullanılmasa bile, en mükemmel şeklini hadis âlimleri-nin vermiş olduğu isnad sistemi geliştirilmiştir. Hadis-lerin sübût problemi zamana ve zemine göre farklılık arzetmiş ve zamanın ve zeminin icabı bir takım tedbir-ler, usûller ve yöntemler geliştirilerek hadisçi profili bu ihtiyaçlar çerçevesinde şekillenmiştir. Erken dönem-lerde yaşayan hadisçiler rihlelerle/ilmi yolculuklarla daha çok kendilerine ulaşan rivayetlerin tahkik ve tes-pitini gerçekleştirmekle meşgul olmuşlardır. Zamanla hadisçilik talebe yetiştirme, kitap te’lif etme, râvîler üzerine çalışma yapma şeklinde bir ev-rilme geçirmiştir. Hadisler kitaplarla kayıt altında alı-nıp, bu kitaplar toplum nezdinde itibar kazanmaya başlayınca tek tek rivayetlerle ilgilenme yerine bu ki-tapların merkeze alındığı çalışmalar yapılmaya baş-lanmıştır. Bu aşamadan sonra güvenilir hadis kitapları tes-pit edilmiş ve Kütüb-i Sitte kavramı ve anlayışı netice-sinde bir takım kitaplar hadisleri tespitin en önemli kaynakları olmuşlardır. Bu kitaplar içinde de bir sıhhat hiyerarşisi oluşmuştur. Neticede sadece sahih hadisleri toplamayı kendisine gaye edinen ilk eser olarak kabul edilen Buhârî’nin es-Sahîh’i, Allah’ın kitabından sonra en güvenilir ikinci kitap olarak ümmetin kabulüne mazhar olmuştur. Bu aşamadan sonra hadis kitaplarının nakli de hadis tahsilinin ana çerçevesi içine girmiştir. Artık ha-disçinin bir görevi de bu kitapların sahih bir şekilde sonraki nesle intikalini temin etmek olmuştur. Ancak yazı malzemesinin oldukça hızlı bir şekilde İslam dün-yasına girmesi ve çok büyük gelişmeler katetmiş olma-sına rağmen, teknik olarak birçok problemi bünyesinde barındırması, yazıyı yazan kişilerin insan olmaları ha-sebiyle beşerî kusurlarla ma’lul olmaları ve daha birçok sebepten dolayı bir kitabın, şayet müellif nüshası de-ğilse, birebir aynısının sonraki nesle intikali mümkün olmamıştır. Bu durum Allah’ın kitabından sonra en güvenilir kitap olarak kabul edilen Buhârî’nin es-Sahîh’i için de söz konusudur. Ancak ülkemizde akademik hayatın başlangıç yıllarında yazma nüshalara ve dolayısıyla tahkik faaliyetlerine gerekli önem verilmişken, sonraki yıllarda yapılan düzenlemelerle birlikte, maalesef aka-demik hayat, kütüphanelerden ve yazma nüshalardan uzaklaşmış, nihayetinde bu alanın problemleri de gündemden çıkmıştır. Dolayısıyla bu tür çalışmalar akamete uğramış ve bu sahaya gerekli önem verilme-miştir. Oysa ilâhiyat sahasının en eski hocaları mutlaka birer tahkik çalışması edinmişlerdir. Ancak günümüz-de birçoğumuzun yazma bir hadis kitabını eline bile almadığı bir vakıadır. Bu durum da hadis tartışmalarında nüsha farklı-lıklarından doğan problemlerin gündeme gelmesine mani olmuştur. Biz bu çalışmayla, hadis tartışmalarında dikkate alınması gereken, oldukça önemli bir alana işaret et-meyi kendimize hedef olarak belirledik. Bu çerçevede en güvenilir hadis kitabı olarak kabul edilen Buhârî’nin es-Sahîh’inin günümüze intikal sürecine dair giriş ma-hiyetinde bir çalışma ortaya koymaya çalıştık. Yaptığı-mız inceleme şunu gösterdi ki elimizde mevcut en gü-venilir hadis kitabı üzerine daha çok çalışmaların ya-pılması gerekmektedir. Ümidimiz bu çalışmanın hadis tartışmalarında oldukça önemli, ancak ülkemizde üze-rinde çokça durulmayan bir alanın giriş kitabı olması-dır. Çalışma Buhârî’nin es-Sahîh’ini te’lifinden sonraki aşama üzerine yoğunlaşmakta, kitabın rivayeti, rivayet eden râvîler, es-Sahîh’in meşhur nüshaları, nüsha fark-lılıklarının mahiyeti gibi konuları ele almaktadır. Bu araştırmanın ilgili konuya bir giriş mahiyetindedir. Bu çalışmayla konuyla ilgili daha çok titiz çalışmalar ya-pılmasının gerekliliği de gözler önüne serilmektedir

520